28 Eylül 2011

kurabiye

Çocukla zaman geçirmek zor azizim. Çalışmayıp, evde çocuk büyütenler anlar bunun ne demek olduğunu.

Tüm gün oyuncaklarla oynayan  bebe, bir süre sonra yapışır paçana ve "başka oyun" ister. İşte o anda annenin ışık hızıyla bir şeyler düşünmesi gerekir. Düşünme süresinin uzaması bebenin sabırsızlanmasına yol açar ve krizler yaşanabilir.

İşte yine böyle bir günde girdik mutfağa. Hemen hamur yoğuruldu ve hünerli eller geçti işinin başına.





 Hamur itinayla açıldı 



 Kalıplarla şekiller çıkartıldı



özenle tepsiye dizildi



Fırından çıkma süresini beklemek çok zordu.  "Ne zaman pişecek" sorusuna cevap vermek daha da zordu.

o uzunnnnnnn  beklemeden sonra (15 dk) fırından çıkan kurabiyeler afiyetle yendi.

Ege ve Berk 3 Yaşında !



Neydi onları bu kadar mutlu yapan ?










                                                           
                                      Yoksa bunlar mı???






          

             Evet bunların payı çoktu mutlu olmalarında ama bir araya gelmelerinin sevinciydi yaşananlar..


Ege ve Berk'in doğum günü tarihleri çok yakın olunca beraber kutlamaya karar verdik. Mekan tam onlara göre olunca keyiflerine diyecek yoktu. Ne güzel arkadaş olmuşlardı şimdiden. Belki ileride çok sıkı dost olacaklardı kim bilir.
                                                                       Birlikde içecek


Birlikte yiyeceklerdi



O gün bir şeyi daha fark ettim ki her geçen gün daha iyi anlaşıyorlar birbirleriyle. Arada senin-benim çekişmeleri oluyor  ama yine de seviyorlar birbirlerini bunu biliyorum.


                                         Pasta gelince yaşadıkları heyecan yine çok güzeldi.

                         





                 Sayelerinde yerimizden fazla kalkmadan "CANLAR"la sohbet etme imkanı bile bulduk.








  Canım oğlum, seni çok seviyorum.. İyi ki doğdun, iyi ki doğurmuşum seni.. Ömrün boyunca yüzündeki gülümseme hep sürsün.



22 Eylül 2011

Nerden başlasam, nasıl anlatsam !

Sahi, geçen üç seneyi anlatmaya nerden başlasam?
Ne zormuş başlamak,unutmadan yazmak.. Tam da bana göre "UNUTMADAN" yazmak..
Kötü bir hafızam var.  Balıklarla yarışacak kadar desem yalan olmaz herhalde. Ama, biryerden başlamalıyım çünkü biliyorum ki unutacağım ve üzüleceğim.
 Madem hafızan kötü "Üç  sene önce aklın nerdeydi be kadın" derken yakaladım kendimi ve yazmaya başladım.

Oğlum büyüyecek ve beraber okuyacağız yazdıklarımı.Şimdi tek hayalim bu.