28 Kasım 2011

Dedemin İnsanları


Daha Babam ve Oğlum filminde akan göz yaşlarım kuramamıştı ki Çağan Irmak yeni filmiyle yine gülümseterek ağlatmayı başardı bu akşam.

Çağan Irmak kendi hayatından ve ailesinden yola çıkarak yazmış senaryoyu.

Küçük bir Ege kasabasında yaşayan Girit göçmeni bir ailenin hikayesi bu sefer. Bir çocuğun gözünden 70'lerin sonuyla 80'lerin başı anlatıyor filmde.

Anlatırken duygu sömürüsü yapılmamış filmde,en çok da bu hoşuma gitti.

Çetin Tekindor ve Hümeyra yine filmin ana direği olmuş. Hayranlıkla izledim.

İnanç, benden çok ağladı filmde.
"Bir daha Çağan Irmak filmine gitmem" dedi.

Ama ben, kesinlikle bir kaçamak yapıp seyretmenizi tavsiye ederim.

25 Kasım 2011

Bu Aralar


EgE, bu aralar taktı soyuna, sopuna :)
Sürekli sorular soruyor.

Bu kim?
Annesi kim?
Dedesi kim?
Kardeşi kim?
........
gibi sorular sıkça sorulur oldu.





Sen benim canım annemsin, ben senin oğlunum.

Ananem, senin annen
Babaannem, babamın annesi
Dedem, babamın babası
Teyzem, senin kardeşin
Amcam, babamın kardeşi....  şeklinde örnekler uzamaya devam ediyor.

Bide inanılmaz yağcı bir çocuk olmaya başladı. Çıkarı için yapamayacağı şey yok gibi.
 Anane ve teyzeyle dışarıda buluştuk, işlerimizi hallettik arabaya biniyoruz. Ayrılık saatinin yaklaştığını anlayan cüce başlıyor serenad'a ;
"Anane ben seni çok özledim, o yüzden sen bizde kal. Akşam olunca yatarsın,sabah güneş doğar, ben seni öper uyandırırım sen çok sevinirsin" diye bir cümle ile ananenin kalbini oracıkta alıveriyor. E kim olsa hayır diyemez bu teklife.

Son zamanlarda sayılara olan ilgisi arttı. Aralarda takılsa da 20'ye kadar sayabiliyor (hıı hıı evet boncuklu kendisi)
Asansörde çıkacağımız yada ineceğimiz kata basmak kendisinin görevi. Sıkıyorsa elini sayılara uzat. Dünyayı dar ediyor insana.

İşaret parmaklarını uzatıp,
"Birin yanına bir gelirse kaç olur" hemen arkasından "11 olur" cevabı geliyor.
"Birin yanına üç gelirse kaç olur" 13 diye hemen ekliyor bilmiş cüce.




Bu aralar ben, bunlarla uğraşıyorum





to be continued ...

10 Kasım 2011

Tay Park

"Tatilin son günü, güneş süper " deyip attık kendimizi yollara. Burnumuzun dibinde olup "bir gün gitsek ya " dediğimiz ve hep ertelediğimiz Tay Park'a çevirdik direksiyonu. İyi ki de çevirmişiz. Yemyeşil bir alan. Kesinlikle çocuklu ailelere hitap eden bir yer.


Kapıda çok güzel bir at arabası sizi karşılıyor



rengarenk çiçekler insanı keyiflendiriyor




Park, süper !





Servisi pek mükemmel olmasa da kafeteryası mevcut




ipini koparmışçasına koşturmak için kocaman yemyeşil bir alanı var




 Kamerun koyunu ve cüce keçi

pony atlara dokunmak çok keyifli



pony'e binmenin mutluluğu

(2-13 yaş arası 50 kg. aşamayan çocukların ücretsiz tur atma imkanı var)


Güzel günün ardından minicik ellerin uzattığı bu çiçekler doğum günümü daha da güzel hale getirdi.




Taş plak'da fasıl eşliğinde yenen akşam yemeği paha biçilemezdi :)



6 Kasım 2011

Bugün Bayram

"Bugün bayram" diye erkenden fırladı yataktan bizim cüce.
Bayram ne demek diyince "şeker toplamak" diyip arabalarıyla hasret gidermek için çoktan odasına geçmişti bile.
Bayrama özel kıyafet almamıştım ama hiç giyilmeyen Selma halasının hediye ettiği  gömlek ve pantolona kazak kombinleyip çıktık evden.
Aslında her bayram keşkek ve çörek yemek için babaanneye giderdik ama onların memlekete gidişi bu geleneği "bir daha ki sefere" demek zorunda bıraktı.
                                                  

          Arabaya binmeden önce havanın güzel olması enerjisini arttırdı. 
Koştukça koştu.



    
           Parktan çiçekleri toplayıp

                                                                                                                heyecanla verdi


İtirazlarıma rağmen her gittiği yerde şeker ve tatlı yedi. "şimdi nereye gideceğiz", "neden" soruları eşliğinde günü bitirdik
Dönüş yolunda ananesine "hep hep senin evinde kalalım" diye yerini garantiledi. Teyze'sine kahvaltıda yiyeceği krepin siparişini verip ananesine sarılıp uyudu.

Gezmekten yorgun ama gördüğü ilgiden memnun bir bayram günü geçirdi.





Hepinize Mutlu Bayramlar :)